Sakarya Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar

Sakarya Mutlu Sonlu Masöz

Gelgelelim, kendi annesiyle babası  şeklinde, o  da  otantik bir I˙ngiliz adı  taşıyan ve  bir parkta  bank ü stü nde  yaşamadığı  açık olan her insana fazlalıktan bir şeyler Sakarya Mutlu Sonlu Masöz eklemekten kendini alamıyor. Bunu yapmaması gerektiğini biliyor. William’ın ailesinin kendi ailesinden çok parası yoktur mümkünlıkla. Bir tek onlar daha iddialılar, o denli.

Bir zamanlar Lesje onlarla tanışmaktan, onların kendisi hakkında vereceği hü kü mlerden korkardı. Fakat şimdi bayıla bayıla tanışır onlarla. Dişlerini altın rengine boyar, ayağıyla gidişat tutaraktan, tef çalaraktan, kafasına pü skü llü şallar dolayaraktan çıkar karşılarına. Onların umutlarının dehşete dö nü şü nü n keyfinı çıkarır. Ninesi de, kö stebek pençesine benzeyen o ufacık ellerini çırparaktan ona alkış tutar. Kan insanın ne olduğunu belli eder. “Onlar domuzlarla konuşurken, bizler Tanrı’yla mevzuşuyorduk.” Sanki daha eski bir kavimden olmak marifetmiş benzer biçimde.

Sakarya Mutlu Sonlu Masöz

Lesje, “Neo-Devonik çağda bokböcekleri yoktu” diyor. William, “Seni izlemiyorum” diyerek kestirip atıyor. Lesje, “Bokbö cekleriyle bokun paralel evrimini merak ediyorum” diye devam ediyor. “O¨ rneğin:  Hangisi  ö nce  var  oldu?  I˙nsan  mı,  yoksa  zü hrevi  hastalıklar  mı?  Sanırım,  asalağı besleyen canlı, asalaktan ö nce var olmuş olmalı. I˙yi ama, doğru mu bakalım bu? Belki de insanı virüsler yarattı, kendilerine yaşamak için uygun bir yer bulsunlar diye.” William, “Şaka ediyorsun” diyerek gü lü yor. Lesje’nın olayların gü lü nç yanını gö rmeye olağanüstü yetenekli bulunduğunu düşünüyor.

Bir Albertosaurus –yahut Lesje’nın yeğlediği adıyla Gorgosaurus– Colonnade’in kuzey duvarına abanmış, orada kararsız bir tavırla duruyor. Alışık olmadığı insan eti kokusunu koklayarak gü çlü arka ayakları ü zerinde dikiliyor. Jilet benzer biçimde keskin pençeli, cü celeşmiş ö n ayaklarını gö ğsü ne bastırmış. Bir dakika içinde Yabanarısı William’la Litvak Lesje iki kıkırdak yığını haline gelecekler. Gorgosaurus’un açlığı dinmek bilmiyor, istiyor, boyuna yemek istiyor. Bacaklar ü zerinde duran koca bir mide o, elinde olsa bü tü n dü nyayı yutacak. Gorgosaurus’u buraya getirmiş olan Lesje dostça bir nesnellikle onu seyrediyor. “İşte sana bir sorun, William” diye düşünüyor. “Hadi bunu da çöz de göreyim.”